Ne Yapsam!

 Her gün bir sürü şey öğrenmeye çalışıyoruz: dersler, sınavlar, ödevler, sunumlar... Ama çoğu zaman zihnimiz yorgun, dikkatimiz dağınık, motivasyonumuz eksik oluyor. Peki zihnimizi nasıl daha dinç ve öğrenmeye açık tutabiliriz? İşte hem beynimizi hem de öğrenme becerimizi canlı tutmanın yolları 👇 🧠 1. Zihnin Ana Yakıtı: Uyku Evet, kulağa klişe geliyor ama gerçek: Yeterince uyumadan başarılı olmak mümkün değil. Hafıza oluşumu uykuda gerçekleşir. Uykusuz bir beyin, bilgiyi almaz; alsa da tutamaz. 7-8 saatlik kaliteli uyku, sınavdan önceki “son tekrar”tan daha etkilidir. 📷 🍎 2. Beynin İhtiyacı Olan Besin: Gerçek Gıda Zihni diri tutmak, sadece çalışmakla değil, nasıl beslendiğimizle de ilgilidir. Omega-3 (balık, ceviz) B vitamini (yumurta, yeşillikler) Kompleks karbonhidratlar (yulaf, tam tahıl) Fast food beynimizi yavaşlatır, sebzeler ise hızlandırır. 🏃‍♂️ 3. Hareket Eden Beyin Düşünür Ders çalışırken ya da uzun süre otururken beyin “durgun mod...

Geçtiğimiz yazıda zihinsel yorgunluğun belirtilerinden ve basit başa çıkma yollarından bahsetmiştim. Bu yazıda ise konuyu bir adım ileriye götürmek istiyorum. Çünkü zihinsel yorgunluk sadece geçici bir hal değil; uzun vadede hayat kalitemizi derinden etkileyen, hatta bazı nörolojik sorunlara zemin hazırlayan bir durum. Peki zihinsel yorgunluk neden bu kadar yaygınlaştı ve beynimiz bu yükle nasıl baş etmeye çalışıyor? 🧠 Beynimiz Sürekli “Açık” Olmak Üzere Tasarlanmadı Nörobilimsel araştırmalar, beynimizin özellikle ön korteks (prefrontal korteks) bölgesinin karar verme, dikkat, planlama gibi işlevlerde aktif rol aldığını gösteriyor. Bu bölge, sürekli aktif kaldığında enerji tüketimi ciddi oranda artıyor. Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, yoğun zihinsel çaba sonrasında glukoz seviyesi düşüyor ve bu da zihinsel yorgunluğun en temel nedenlerinden biri olarak görülüyor. Yani bir gün boyunca zihinsel olarak meşgul olduğumuzda — sosyal medyada gezinmek bile buna ...

Her gün bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz. İş, okul, sosyal medya, sorumluluklar, beklentiler... Fiziksel olarak oturuyor olsak da, zihnimiz durmaksızın koşturuyor. Bu duruma bir isim veriliyor artık: Zihinsel yorgunluk . Zihinsel Yorgunluk Nedir? Zihinsel yorgunluk, beynin sürekli aktif kalmasından dolayı yaşadığı bir tükenmişlik halidir. Düşünceler arasında gidip gelirken, farkında olmadan enerji kaybediyoruz. Yani sadece bedenen değil, ruhen ve zihnen de yoruluyoruz. Belirtileri Nelerdir? Aynı anda birçok şeyi düşünme isteği ama hiçbirine odaklanamama Basit kararları vermekte zorlanma Motivasyon kaybı Uykudan yorgun kalkmak Sosyal ortamlardan kaçınma eğilimi Bu belirtiler tanıdık geldiyse, zihinsel bir mola vermen gerekiyor olabilir. Peki Ne Yapabiliriz? Dijital Detoks: Günde en az 1 saatinizi ekranlardan uzak geçirin. Sessizlik bazen en iyi terapidir. Yavaşlamak: Her şeye yetişmek zorunda değilsin. Önceliklerini gözden geçir. Yazmak: Düşüncelerini ...

      Bir restorana girdiniz ve sipari ş inizi verdiniz. Yemek yarım saat gecikti ve kimse de masanıza u ğ ramadı. Ne yapardınız? Ya da İ nternet'ten aldı ğ ınız bir ürünün kargolanma sürecini ve sonrasını ne sıklıkla takip ediyorsunuz? Veya telefonunuzdan gönderdi ğ iniz mesajlarınızın cevaplanmasını sabırsızlıkla bekleyenlerden misiniz? Otobüsünüz iki dakika geç kaldı ğ ında öfleyip pöfler misiniz? Örnekler ço ğ altılabilir. İş te bu tür durumlara kar ş ı verdi ğ iniz tepkiler bakın neler hakkında ip ucu veriyor. Sizin cevabınız nedir? A ş a ğ ıya yorum olarak yazabilirsiniz.                                                                          Ş imdi anaokulu çocukları üzerinde uygulanan teste geçelim. İ nsanların sabır dereceleri ve iradelerinin gelecek ba ş arıları üstün...

      Bir öğretmen televizyonda Martin Luther King'in suikast sonucu öldürüldüğünü görür. Irkçılık karşıtı bu adamın öldürülmesi onu çok etkiler. O sıralarda kendisi de hiç bir siyahinin yaşamadığı bir kasabada çalışmaktadır. Irkçılığın zararlarını anlatacak bir yol bulur. O Jane Elliott ! * Bu ülkede bir potada erimeye ihtiyacımız yok. İçine farklı şeyler koyduğumuz bir salata kabına ihtiyacımız var. Kimliklerini koruyan sebzeler istersiniz, sebze, marul, salatalık, soğan, yeşil biber. Bu farklılıkları takdir edersiniz.  - Jane Elliott -       Elliott' un bulunduğu kasabada çocuklar hiç siyahi vatandaş görmediklerinden yapılan ırkçılık ve ayrımcılığı anlayamayabilirlerdi. Bu neden o bir deney geliştir ve uygulamaya koydu. Günlerden Cuma. Öncelikle sınıfı mavi gözlüler ve kahverengi gözlüler olarak ikiye ayırdı ve mavi gözlü öğrencilerin belirgin kol bantları takmalarını istedi. Sonra kahve renkli göze sahip çocukların daha üstün olduğu...

        Şimdi düşünelim. Acaba sakar insanlar mı yoksa mükemmel ve hatasız görünen insanlar mı bize daha sevimli gelir? Ya da hangisi size daha yakın ve samimi gelir? İşte bunu merak eden bir bilim insanı!                Elliot Aronson bununla ilgili bir test hazırlamış ve deneklere sunmuş. Acaba Mükemmellik mi yoksa sakar davranışlar mı insanlarda daha çok sempati uyandırıyor? Pratfall Etkisine bir göz atalım.  Deney için deneklere sorular sorularak cevaplarının alınması istenmiş ve bu deney kayıt altına alınmış. Sonrasında bu kayıtlar insanlara dinletilerek ne hissettikleri sorulmuş. Deney sonucu hayli ilginç sonuçlarla karşılaşılmış. Soruları yanıtlayan bir denek yanlışlıkla kendisine ikram edilen kahveyi ( heyecandan  olsa gerek ) döküyor ve buna gülüyor. İşte bu hareket dinleyiciler  tarafından sevimli ve samimi bulunmuş.        Aronson' un deneyinde göze çarpan d...

Teknolojinin hayatımıza girmesi ve giderek yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan hastalıklardan haberiniz var mı ? Bu Yeni Nesil Elektronik Hastalıklar ciddi problemleri de beraberinde getiriyor. Farkında olmadığımız bu sorunların ileride karşımıza daha çok çıkacağını tahmin etmek isten bile değil!Gelin bu hastalıklara kısaca bir göz atalım; Cheesepodding Adını hiç ama hiç duymadığınız bu hastalık İnternetten sürekli şarkı indirme bağımlılığı olarak adlandırılıyor. Photolurking Adından da tahmin edebileceğiniz gibi Twitter, Facebook, İnstagram gibi Sosyal medya platformlarından sürekli başkalarının fotoğraf albümlerine bakma hastalığı. Siberhondrink Hastalık hastası ve takıntılı olanların en ufak bir hastalık belirtisinde bile doktora gitmek yerine internetten sürekli hastalık araştırması. Nomofobi Ceptelefonu bağlantısını kaybetme korkusu. Ulaşamama veya ulaşılamam fobisi. Yani Cep telefonun evde unutan birinin duyduğu rahatsızlığın fiziksel belirtiler ola...

Günümüzde artık sosyal medya kullanmayan insan neredeyse yok denecek kadar az. Öyle ki büyük bir kısmımız artık zamanının büyük bir kısmını birbirinden farklı sosyal medya platformları içerisinde geçiriyor. Burada hem arkadaşlarımız ile görüşüyor hem de yeni arkadaşlıklar ediniyoruz. İş ve özel hayatımıza, insanlarla ilişkilerime etkisi çok fazla. Peki, hayatımızda bu kadar büyük bir önemi olan sosyal medyayı acaba kaçımız doğru bir şekilde kullanıyoruz? Yapılmakta olan araştırmalarda da görüldüğü üzere pek çoğumuz sosyal medya kullanımında aslında sınıfta kalıyoruz. Sosyal medyayı bilinçsiz de kullanmamızın sonuçları ise tahmin ettiğimizden çok daha ciddi olabiliyor. Bu konuda yapılan yanlışlardan ötürü kaç kişinin işinden ayrıldığını ya da eş/sevgili ilişkilerinde sorunlar yaşadığı bilinen gerçeklerden biri. Böylesi durumların önüne geçilmesi adına sosyal medya yı kullanırken asla tanımadığınız insanların sizin profilinizde yer almasına izin vermeyin ve paylaştığını...

İlk defa Ay’a ayak basıldığı zaman dünyanın dört bir yanındaki insanlar bu konuyu tüm ayrıntıları ile incelemişler ve dünyanın uydusu ile alakalı mümkün olan en fazla bilgiye erişmek adına araştırmalarını hiç olmadığı kadar fazla araştırmaya başladılar. Ancak Ay ’a ilk ayak basıldığı tarih olan 20 Temmuz 1969’dan günümüze kadar bu ayak basış beraberinde pek çok soru işaretini de getirmiş oldu.   Bunun en büyük sebebi ise insanlara sunulmuş olan fotoğraflar ve videolardı. İnsanların bir kısmı bu fotoğrafların ve videoların Ay ’a insanoğlunun ayak basmasının en büyük kanıtı olarak görmüş olsa da eldeki verileri dikkatlice inceleyen ve Ay ile alakalı sahip olduğu bilgileri göz önünde bulunduran pek çok kişinin aklında çok ciddi soru işaretleri oluştu. Peki, Ay ’a ayak basma olayı gerçek değilse neden böylesine bir adım atıldığı söylenmişti. Bazılarına göre Amerika’nın Sovyetler’in o dönem önüne geçmek adına bu adımı atmak adına Ay’a ayak bastıklarını söylemelidir. İnsanla...

Çağımızda insanların büyük bir kısmı daha öncesinde hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Bunu yaparken kendilerini sürekli olarak geri plana atmaları ise onların çok daha stresli ve mutsuz olmasına sebep oluyor. Bazı kişiler bu tarz durumlarda psikolog lardan profesyonel destek almayı istese de çevresindeki önyargılardan korktuğu için bu isteklerini yerine getirmiyor ve hissettikleri sorunlar çok daha ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Psikologlardan yardım alamamanın en büyük sebeplerinden biri hiç şüphesiz “deli” yaftası yeme korkusu. Halbuki psikolojik olarak kişilerin zorlandıklarını düşündükleri zamanlarda bu konuda deneyimli kişilerden yardım almaları, yaşamlarını çok  daha rahat bir şekilde idame ettirmelerine imkan tanıyacaktır. Nasıl ki fiziki bir sorun meydana geldiğinde doktorlara gidilerek sorunların çözümlenmesi sağlanıyorsa aynı şekilde ruhsal anlamda kendini gösterebilecek olan her türlü sorun için de bu konuda deneyim...

Rüyalar kimi zaman hayal gücümüzün bize bir oyunu gibi görülürken kimi zaman ise gerçeklerin ortaya çıktığı bir zaman dilimi olarak bilinmekte. Birçok kişi rüyaların kontrol edilemeyeceğini düşündüğü için bu konu ile alakalı herhangi bir çalışma yapmak istemiyorlar. Lakin lucid rüya kavramı ile birlikte artık rüyalarınızı kontrol etmeniz mümkün hale geliyor. Rüyaların kontrol edilebilmesi adına tamamen olmasa da bilincin devreye sokulabilmesi gerekmekte.  Kolay bir şekilde Lucid rüya görmek istendiği zaman öncelikli olarak zihnin açılması adına duş alınmalıdır. Duştan sonra direkt olarak uyunulmalı ve 5 saat sonra uyanılmalıdır. Uyanıldıktan sonra en az 10 dakika uyanık kalınmalı ve bu esnada uyku biraz açılmalıdır. Yatağa girilirken nelerin görülmek istendiği düşünülmelidir. Tekrardan uykuya dalınacağı zaman kendinize sürekli olarak bunun bir rüya olduğu ve sizin de bu rüyayı kontrol edeceğinizi düşünün. Bu düşünce ile uyuduğunuz takdirde bilinçaltınız açılacaktır. ...

Çevremize baktığımız zaman gördüğümüz şeylerden bir tanesi sürekli olarak her şeyden şikayet eden insanlar. Öyle ki ne kadar sıkıntılı olursak olalım fark etmez bir anda kendimizi bu kişileri teselli ederken buluruz. İşte bu tarz insanlar aslında yalnızca bizim değil aynı zamanda çevremizdekilerin enerjilerini de emen insanlardan başka biri değiller. Özellikle son dönemlerde yapılmakta olan araştırmalarda da görüldüğü üzere aslında bu insanların sayısı hiç de az değil. Üstelik onlar sürekli olarak her şeyden memnunsuzluk gösterirken kendi hayatlarını sizlerin düşündüklerinden çok daha iyi bir şekilde idame ettiriyorlar. Bunları okurken pek çoğunuz böylesi insanları nasıl anlayabileceklerini düşünüyorlar. Halbuki bu işlem düşünülenden çok daha kolay. Genel olarak bu tip insanların en belirgin özelliklerinin başında hiçbir şeyden memnun kalmamaları gelmekte. Öyle ki ne kadar güzel bir şey onlarca sunulmuş olursa olsun fark etmez sürekli olarak buna bir kulp bulurlar. Ayrıca ha...

Çağımızın en büyük sorunlarından biri insanların bu kadar kalabalık içerisinde kendini dış dünyaya kapatması. Bunu asosyallik olarak algılayan da var kimsenin onu olduğu gibi kabul etmeyeceğini düşünerek bu konuda hiçbir çalışma yapmak isteyenler de var. Birçok kişi yalnızlık olgusunu seviyor olsa da bir süre geçmesinin ardından bu durumdan şikayetçi olmaya başlar. Aslında bu konu hakkında biraz düşünmeye başladığımızda da görebileceğimiz üzere yalnızlık aslında insanların bir kısmının kendini olmak zorunda bıraktığı bir durum. Evet, bazı anlar vardır insanlar kendilerini gerçek anlamda yalnız hissederler. Ancak bu son derece az bir oranda kendini gösteren durumlar arasında yer alır. Bunun dışında bakıldığı zaman pek çok kişinin aslında kendini bile isteye yalnızlığa ittiğini görmek hiç de şaşırtıcı bir durum değil. Bir insanın çevresindekiler ile anlaşabilmesi ya da onu anlayabilmelerini sağlaması için ilk önce kendisini sevmesi gerekir. Çünkü kendini sevmeyen bir...

Teknolojinin gelişmesi hiç şüphesiz beraberinde pek çok farklı avantajı getiriyor. Ancak bunun bir de dezavantajı bulunmakta. Özellikle de sosyal medya kullanımın artmaya başladığı günümüzde insanlar her anlarını bu platformda tanıdık tanımadık milyonlarca kişiye ulaştırıyor. Bu durumun sonunda ise artık güzellik algısının ne kadar değiştiğini görmemek içinse kör olmak gerek. Öyle ki çok ufak bir araştırma sonrasında dahi görebileceğiniz üzere artık her şey çok hızlı bir şekilde insanların karşısına çıkıyor. Böyle olunca da artık kadın ya da erkek fark etmeden herkes kendini çevresindeki insanlar ile kıyaslamaya başladılar. Özellikle de genç yaşlardaki kadınlar ve erkekler güzellik algısına daha öncesinde olmadığı kadar fazla dikkat ediyor ve çoğunluğun güzel olarak gördüğü tarzda kendilerini güzelleştirmeye çalışıyorlar. Bunun sonucunda ise çok erken yaşlarda genç kızlar kendilerini estetik operasyonlar ile olması gerekenden çok daha büyük bir görünüme ulaştırıyor, buna bi...

Çağımızda artık sosyal medya hayatımızı hiç olmadığı kadar etkilemeye başladı. Facebook, İnstagram, Twitter gibi platformları kullanmayan çok az kişi vardır. Hangi yaşta olursak olalım fark etmez artık birçok farklı sosyal medya platformu üzerinden kendimize üyelikler açıyor, bunlar sayesinde kısa bir sürede birçok kişiye ulaşabiliyoruz. Lakin her geçen gün birbiri ardına açılan sosyal medya platformları ile birlikte birçok kişi artık sabah kalkar kalkmaz sosyal medya hesaplarını açıyor ve gün içerisinde neler yaptıklarını an be an insanlara anlatmaya çalışıyorlar. İlk zamanlar sosyal medya platformları üzerinden yapılan paylaşımlar şimdilerde olduğu kadar yoğun değildi. Bundan dolayı da pek çok kişi sosyal medyayı sadece eğlenmek ve insanlar ile sohbet etmek adına kullanıyordu. Ancak sonrasında bu konudaki değişimler ile birlikte özellikle genç yaştaki bireyler günlük yaşamlarının büyük bir kısmını bu platform üzerinden geçirmeye başlıyorlar. Böyle olunca da günlük olar...

Dikkat dağınıklığı ve odaklanma problemi pek çok kişinin en fazla karşılaştığı ancak gerektiği kadar ciddiye almadığı konulardan bir tanesi. Öyle ki insanlar bu tarz durumların kısa süreli olacağını düşünmekte ve bundan dolayı da konu ile alakalı herhangi bir çalışma yapmaya gereksinim duymamaktadır.            Düşünülenin aksine konsantre olmak yalnızca ders çalışma ya da iş esnasında gerekli değildir. Eğlenceli zaman geçirirken dahi o ana konsantre olunmadığı zaman ortaya çıkacak olan sonuçlar istenilenden çok daha farklı olacaktır.           Bu tarz durumların oluşmasının engellenmesi ve yapılmakta olan herhangi bir çalışmaya yüksek düzeyde konsantre olunması istendiği zaman ise dikkat edilmesi gereken birkaç detay bulunmakta.  Bunların ilki fiziksel faktörler;  Yeterince uyumak,  Dengeli beslenmek,  Düzenli olarak egzersiz yapmak Ortamın uygun şekilde oluşturmak Işık ve yüksek ...