Neden Kendimizi Yalnızlığa Mahkum Ediyoruz?

Çağımızın en büyük sorunlarından biri insanların bu kadar kalabalık içerisinde kendini dış dünyaya kapatması. Bunu asosyallik olarak algılayan da var kimsenin onu olduğu gibi kabul etmeyeceğini düşünerek bu konuda hiçbir çalışma yapmak isteyenler de var. Birçok kişi yalnızlık olgusunu seviyor olsa da bir süre geçmesinin ardından bu durumdan şikayetçi olmaya başlar.



Aslında bu konu hakkında biraz düşünmeye başladığımızda da görebileceğimiz üzere yalnızlık aslında insanların bir kısmının kendini olmak zorunda bıraktığı bir durum. Evet, bazı anlar vardır insanlar kendilerini gerçek anlamda yalnız hissederler. Ancak bu son derece az bir oranda kendini gösteren durumlar arasında yer alır.

Bunun dışında bakıldığı zaman pek çok kişinin aslında kendini bile isteye yalnızlığa ittiğini görmek hiç de şaşırtıcı bir durum değil. Bir insanın çevresindekiler ile anlaşabilmesi ya da onu anlayabilmelerini sağlaması için ilk önce kendisini sevmesi gerekir. Çünkü kendini sevmeyen biri ne yaparsa yapsın hem başkalarını sevemeyecek hem de kimse ile anlaşamayacaktır.


Melankolinin getirmiş olduğu hisler ya da şimdilerde özellikle de genç kesimin yalnızlık ile alakalı geçmiş dönemlerde söylenilen şeyleri benimsemeye çalışması gibi durumlar birleştiği zaman ortaya oldukça sağlıksız durumlar çıkmaya başlayacaktır. Şunu unutmamak gerekir her şeyde olduğu gibi yalnızlıkta da azı karar çoğu zarar tutumu sergilenmeli ve aksi durumun beraberinde getireceği psikolojik etkenlere asla unutulmalıdır. 

Her ne olursa olsun, yalnızlık insanın doğasına aykırı bir durumdur. Bu kavramı ve etkilerini ilerleyen zamanlarda daha net göreceğiz.

Yeni konularla tekrar buluşmak dileği ile takipte kalın...

Yorumlar