Çağımızın en büyük sorunlarından biri insanların bu kadar
kalabalık içerisinde kendini dış dünyaya kapatması. Bunu asosyallik olarak
algılayan da var kimsenin onu olduğu gibi kabul etmeyeceğini düşünerek bu konuda
hiçbir çalışma yapmak isteyenler de var. Birçok kişi yalnızlık olgusunu seviyor olsa da bir süre geçmesinin ardından bu
durumdan şikayetçi olmaya başlar.
Aslında bu konu hakkında biraz düşünmeye başladığımızda da
görebileceğimiz üzere yalnızlık aslında
insanların bir kısmının kendini olmak zorunda bıraktığı bir durum. Evet, bazı
anlar vardır insanlar kendilerini gerçek anlamda yalnız hissederler. Ancak bu
son derece az bir oranda kendini gösteren durumlar arasında yer alır.
Bunun dışında bakıldığı zaman pek çok kişinin aslında
kendini bile isteye yalnızlığa ittiğini görmek hiç de şaşırtıcı bir durum
değil. Bir insanın çevresindekiler ile anlaşabilmesi ya da onu
anlayabilmelerini sağlaması için ilk önce kendisini sevmesi gerekir. Çünkü
kendini sevmeyen biri ne yaparsa yapsın hem başkalarını sevemeyecek hem de
kimse ile anlaşamayacaktır.
Melankolinin getirmiş olduğu hisler ya da şimdilerde
özellikle de genç kesimin yalnızlık ile alakalı geçmiş dönemlerde söylenilen
şeyleri benimsemeye çalışması gibi durumlar birleştiği zaman ortaya oldukça
sağlıksız durumlar çıkmaya başlayacaktır. Şunu unutmamak gerekir her şeyde
olduğu gibi yalnızlıkta da azı karar çoğu zarar tutumu sergilenmeli ve aksi
durumun beraberinde getireceği psikolojik etkenlere asla unutulmalıdır.
Her ne olursa olsun, yalnızlık insanın doğasına aykırı bir durumdur. Bu kavramı ve etkilerini ilerleyen zamanlarda daha net göreceğiz.
Yeni konularla tekrar buluşmak dileği ile takipte kalın...
Yorumlar
Yorum Gönder